26 Eylül 2010 Pazar

Sümela Manastırı



2010 Eylül'ünde Trabzon'da boş bir yarım günüm var. Hep merak ettiğim Sümela Manastırı'nı ziyaret etmek için bundan uygun zaman olamaz. Hava ne çok sıcak, ne çok soğuk. Gerçi şehirde tişörtle gezerken dağın yamaçlarında giymek için yanıma bir hırka almakla iyi etmişim. Hafiften serpiştiren yağmura karşı bi şemsiye de fena olmazmış ama o kadar tedbirli gelme şansım yoktu.

Maçka taraflarındaki Sümela Manastırı'na gitmek için araba kiralamak ya da bir taksiyle anlaşmak da bir yol ama Çömlekçiler'den kalkan minibüslerle de kolayca manastıra kadar çıkabilirsiniz. Yolları bilmediğimizden minibüste karar kıldık. Sezon bitmiş olmasına rağmen şanslıyız ki minibüsün kalkmasına sadece 10 dakika kala minibüsteki yerimizi aldık. Sezonda 15 lira olan git-gel fiyatı fazla misafir olmadığından 20 liraya çıkmış. Yaklaşık 45 dakika süren bir yolculukla Sümela Manastırı'na ulaşıyoruz. Minibüs bizi 3 saat sonra aşağıdan alacak.

Açık havalarda güzel bir manzarası olduğu söylenen manastırdan aşağıya baktığımızda sis ve bulutlar dışında pek bir şey görme şansımız olmuyor ama zaman zaman katman katman çöken sis mistik havayı arttırıcı bir etki yapıyor.

Manastırdaki binaların yarısı restorasyon çalışmaları nedeniyle kapalı, kalanlarsa gözünüze biraz fazla yeni gelebilir. Keza duvarlardaki resimlere kazınmış Türkçe, Rumca ve İngilizce yazılar da rahatsızlık yaratabilir ama yine de güzel ambiyansı olan bir yapı duruyor karşımızda. Ayrıca enteresan bir şekilde çok da fotojenik... Her bina böyle güzel çıkmaz fotoğraflarda. Işık ve rengin ötesinde kendine has bir fotojenikliği var Sümela Manastırı'nın.

Manastır gezisinin ardından 1-2 kilometrelik dolanbaçlı bir dağ yolundan aşağı iniyoruz. Asfalt yola alternatif bu dağ yolundan dolana dolana yürürken oksijene gark ettiğinizi düşüneceksiniz. Kökleri toprağın üzerinde yayılan ağaçlar burada ilgimizi çekiyor. Eğer minibüsle ya da kendi arabanızla değil de otobüsle gelmişseniz 'aşağı'dan 'yukarı'ya ya yürüyerek ya da orda bulabileceğiniz minibüslerle çıkmak zorundasınız çünkü yeni yapılmış asfalt yoldan minibüsten büyük araçlar geçemiyormuş.

Aşağıda bulunan tesiste yöresel yemekler ve balık bulma şansınız var. Ben tercihimi mıhlamadan yana kullanıyorum ve memnun kalıyorum. Sadece Sümela Manastırını görmek için değil yeşilliklerin içince Karadeniz'in tadını çıkarmak, dere kenarında oturup yiyip içmek için bile gidilebilecek bu mekandan ayrılıp minibüse binerken bir sonraki Trabzon gezimin planını yapmaya başladım bile: Uzungöl'e çıkmak.

Önerilen Sayfalar:

- Trabzon'a gelmişken Uzungöl'e çıkmak isteyenler Trabzon Uzungöl gezi yazısına göz atabilirler.
Trabzon Merkez ve Ayder
Amasra - Betona Esir Olmadan Önce
- Bu topraklardaki eski Rum yerleşimlerine örnekler: Üç Eski Rum Köyü...

dinceryazici79@gmail.com

3 yorum:

  1. mükemmel bir yer gitmiştim ne de olsa memleketimiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen çok güzel bitr yer herkese tavsiye ederim

      Sil
  2. güzel gittim oraya

    YanıtlaSil