1 Nisan 2012 Pazar

Çarşılı Köprüler - Irgandı, Rialto ve Vecchio

Üzerinde dükkanlar olan köprü konsepti dünyada çok ender rastlayabileceğiniz durumlardandır. Ben şimdiye kadar bunlardan sadece dört tane olduğunu duydum. Bu sefer size bu dördünden gördüğüm üç tanesini anlatmak istiyorum: Irgandı Köprüsü, Rialto Köprüsü ve Vecchio Köprüsü.

İlk köprümüz Bursa'dan. Gökdere üzerinde yer alan Irgandı Köprüsü yıllar boyunca harabe olarak durduktan sonra 2004 yılında belediye tarafindan restore edilerek çarşısıyla beraber yeniden kullanıma açıldı. Üzerinde yer alan dükkanların ortak konsepti yerel sanatlarla ilgili olmaları. Aslında yıllardır tartışılan Bursa Tarihi Yürüyüş Yolu projesi hayata geçmiş olsaydı Tophane'den başlayıp Yeşil Türbe hatta buradan da Emir Sultan Camii'nden aşağıya Yıldırım Külliyesi'ne kadar devam etmesi düşünülen projenin ortasında yer alacak olan Irgandı Köprüsü'ne şu an en kolay Setbaşı Köprüsü'nün yanından aşağıya inerek ulaşabilirsiniz. Sessiz sakin, huzurlu havasıyla Irgandı Köprüsü kalabalıktan uzak kendi halinde hayatına devam eder gibi karşılar sizi. Hala duruyor mu bilmiyorum ama yıllar önce üzerindeki dükkanlardan biri şirin bir kafeyken Gökdere'yi izleyerek çayınızı yudumlayabiliyordunuz. Geleneksel sanatlara ev sahipliği yapması konsepti şu anda köprüye ilgiyi azaltane tmenlerden biri ama illa da kalabalıklar tarafından işgal edilmesi mi gerekir o da tartışılır bir konu tabii.


Venedik'te bulunan Rialto Köprüsü ise Irgandı gibi kendi halinde takılmaktansa kalabalık turist kafilelerine hizmet etmeyi tercih eden bir köprüdür. Düz ayak değil merdivenlerle tırmanılıp inilen bu köprünün üzerindeki dükkanların tamamına yakını hediyelik eşya, bir kısmı da giyim eşyası - aksesuar satmaktadır. Ortasına çıkılınca iki taraftan Grande Canal manzarası sunan Rialto yaz kış turist kafileleriyle dolup taşmaktadır. San Marco Meydanı gibi Rialto'ya da etraftaki okları takip ederek kolayca ulaşabilirsiniz.


Son olarak Vecchio Köprüsü yine İtalya'da ama bu kez Floransa'da bizleri bekliyor. Vecchio'nun üzerindeki dükkanların ortak üzerine kuyumculuk üzerine eğilmeleri. Zamanında kasaplar tarafından kullanılan dükkanlar ardından kuyumculara geçmiş bu sayede nehre atılan hayvan artıklarının kötü kokusu/görüntüsünün de önüne geçilmiştir. Köprünün en ilgi çekici yanlarından biri de dükkanların üzerinden geçen koridordur. Yöneticilerin halka karışmadan köprüyü geçmelerini sağlayan bu koridor dikkatli bakılınca anca seçilir. Köprünün üzerinde durup altınızdan akan Arto Nehri'ni izlemek kadar diğer köprülerden Vecchio Köprüsü'nü izlemek de büyük keyiftir. Dükkanların dışları rengarenk boyandığı için dışarıdan çok şirin görünür Vecchio. Ayrıca köprünün ortasında bir de büst vardır. Merak edenlere bu büstün ünlü heykeltraş Benvenuto Cellini'nin büstü olduğunu belirteyim.

Bunların dışında bir tane çarşılı köprü de Bulgaristan'da Lofça kentinde bulunuyormuş. Osma Köprüsü isimli bu köprüyü de belki ileride görme şansı bulurum kim bilir.


Öneriler: İtalya'ya gidecekler buralara da baksın


- Napoli Torino'da Bir Haftasonu
Bologna'da Porticolar altında bir gezi
Roma'nın Mimari Şaheserleri
Floransa
- Siena, San Gimignano ve Palio Yarışı
Venedik'te Bir Gün
Günübirlik Milano
Pisa


Ayrıca Bursa'da Huzur yazısı da ilginizi çekebilir.


Fotoğraf Listesi:


1- Bursa Setbaşı Köprüsü'nden Irgandı Köprüsü'ne bakış.

2- Venedik'te Rialto Köprüsü
3- Rialto Köprüsü'nün merdivenleri
4- Floransa Vecchio Köprüsü
5- Vecchio Köprüsü'nün diğer bir köprüden görünümü

dinceryazici79@gmail.com

Venedik'te Bir Gün

Yaklaşık altı günlük İtalya gezimize bu sefer Venedik'ten başlayıp Roma'da bitirme niyetindeyiz. Geçen sene Napoli ve Palermo'yu görmüştüm. Güney İtalya sonrası sıra Kuzey İtalya'da.

Sabah ilk uçakla yaklaşık iki buçuk saatte ulaşıyoruz Venedik Havalimanı'na. Venedik'te 24 saatimiz olduğu için kalacak yer rezervasyonumuzu adalar bölgesinde yaptık. Böylece yürüyerek her yeri görebiliriz.


Havaalanından şehre ulaşmak için public bus olan ACTV'yi tercih ettik. Tourist Information'dan kişi başı 5 Euro'ya aldığımız biletimizle hemen havaalanı çıkışında solda yer alan 5 numaralı otobüsle 20 - 25 dakikada Piazzale Roma'daki son durakta iniyoruz otobüsten. Kalacağımız hostelimiz Rezidenza Santa Croce buraya yürüyerek 5 dakika mesafede ve kolayca buluyoruz. Asıl kalacak yer olarak bizi başka bi yere yönlendiriyorlar. Bu ara sokaktaki odamız interneti olmayan, penceresi küçük bi bahçeye bakan ama temiz bir oda. İki kişilik oda turist vergisi dahil 60€'ya maloluyor. Mart ayı yoğun sezon değil. Serin havasıyla turistlerin çok tercihi olmadığı için Venedik sokakları sakin. Aynı zamanda hep hakkında şikayet duyduğum kanallardan yükselen kötü kokuya da rastlamadık hiç. Seçtiğimiz zamandan gayet memnunuz...


Toplam 24 saatimiz olduğu için sokaklarında yürüyüp havasını koklamak niyetindeyiz sadece. Yoksa bütün tarihi binalarını ziyaret etmek müzelerinde vakit harcamak güzel olurdu. Şehrin merkezi olan San Marco meydanina kuzeyden yürüyerek gitmeye karar veriyoruz. Her yer hediyelik eşya dükkanı dolu. Özellikle de maskeler... Fiyatları nerede üretildiğine bağlı çok değişiyor. Çin'de üretilenler İtalya'da üretilenlerin yarısı fiyatına.


Yiyecek olarak da pizzalar ve değişik hamur işleri gayet lezzetliler. Yemek yiyecek basit bir yer arayanlara ilk tavsiyem Brek isimli restoran olacak. Santa Lucia Tren İstasyonu'nu karşınıza alınca sağa doğru 200-300 metre gidince sol tarafta göreceğiniz bu mekanda fiyatlar gayet uygun. Self servis olduğu için ne servis ücreti ne de ekstra başka paralar istiyorlar. Kapuçino 1.30, Cafe Latte 1, makarnalar 4-5 ( her gün bir çeşitte %50 indirim var. İndirimli fiyatla 2-2.5€) hamur işleri de 2-3 € civarında.


San Marco meydanına giderken onlarca köprüden geçiyoruz. Bu küçük köprülerin altındaki kanallarda gondollar dolaşıyor. Eski binalar ve köprülerin oluşturduğu atmosfer belli ki yıllardır çok az değişmiş. Gondollara binmek isteyenler için yaklaşık 45 dakikalık bir tur 120€ civarında. Bir dahaki sefere düşünürüz belki ama bu sefer es geçiyoruz gondolları.


San Marco Meydanı'na gitmeden once Rialto Köprüsü'nden geçiyoruz. Bursa'daki Irgandı Köprüsü'yle beraber dünyada üzerinde dükkan olan 4 köprüden biri olan Rialto'ya ulaşmak da San Marco'ya ulaşmak kadar kolay (Rialto Köprüsü'nü Çarşılı Köprüler başlığı altında incelesem daha iyi olacak sanırım); tüm duvarlarda ne tarafa gitmeniz gerektiğini gösteren oklar var. Yoksa Venedik'te kaybolmak öyle kolay ki, hemen hiç bir yol düz gitmiyor çünkü. Dönüş yolunda daha iyi anlıyoruz bunu. Piazza Roma'ya çok az ok var çünkü, aynı köprüden üçüncü kez geçince birilerine sormaya karar verip anca öyle bulabiliyoruz yolumuzu.


Rialto Köprüsü'nden sonra güneye devam edince San Marco'ya ulaşıyoruz. Bu büyük meydan turist kafilelerinin en çok uğradığı yer. Yazın eminin ki tıklım tıklımdır. Meydandaki kuleye çıkıyoruz ve tüm Venedik ayaklarımızın altında. Kırmızı tuğlalar ve kiremitler arasındaki pastel renklerle manzara çok etkileyici. Hiç uğramadığımız adalar, kuleler ve envai çeşit tarihi bina ayaklarımızın altında.


San Marco Meydanı'nın ardından geri dönüyoruz. Bu sefer güney ardından batı istikametinde ilerliyoruz. Academia Köprüsü'nü geçip bir meydanda mola veriyoruz. Kapuçino çok lezzetli. Margarita pizzaları da öyle. Yolda yemek için dilim pizzayı 2 €'ya alabilirsiniz. Napoli'de yediklerim kadar lezzetli değil ama idare eder. Kruvasanlar güzel ama.


Coop ve Billa isimli marketlerin şubeleri yiyecek-içecek ihtiyaçlarınızı karşılamak için ideal. 1.5 litre suyu 0,4-0,5 €'ya bulabilirsiniz. Biz de gece için aliışveriş yapıp dönüyoruz odamıza. Çok yorulmuşuz, saatlerce yürümekten ayaklarımıza kara sular inmiş... Akşam yemeğini Brek'te yiyoruz. Risotto Milanese'in safranlı pirinci çok lezzetli olmasa da yenebilir seviyede. Makarna başarılı.


Sabah erken kalkıp bu sefer Grande Canal'ın iç kısmında kalan adada vakit geçiriyoruz. Rialto Köprüsü'ne kadar gidip bir kaç küçük hediyelik alıp bir şeyler atıştırıyoruz yine. Venedik'ten ayrılmadan önceki son saatlerimiz. Yine gelmek üzere ayrılıyoruz Venedik'ten. Bir sonraki hedefimiz Floransa'ya trenle gideceğiz. Gelmeden internet üzerinden iki kişi Saver Fare seçeneğiyle 2. sınıf biletimizi toplam 30 €'ya almıştık. Erken alınca daha ucuza geliyor bilet fiyatları. İkinci sınıf da bizim birinci sınıfımızla aynı. İnternetten bilet aldıysanız ya gelen onay mail'ini basın ya da Ticket Number'ı mutlaka bi kenara kaydedin. Böylece istasyonda herhangi bir işlem yapmadan doğrudan treninize binebilirsiniz...


Önerilen Sayfalar: İtalya'ya gidecekler buralara da baksın


- Napoli Torino'da Bir Haftasonu
Bologna'da Porticolar Altında Bir Gezi
Roma'nın Mimari Şaheserleri
Floransa
Çarşılı köprüler - Irgandı, Rialto ve Vecchio 
Venedik'te Bir Gün
Günübirlik Milano
Siena, San Gimignano ve Palio Yarışı
Pisa

Fotoğraf Listesi:

1-Kanallar

2-San Marco Meydanı'ndaki kuleden adalar
3-Gondol sefası
4-San Marco Meydanı
5-Rialto Köprüsü

dinceryazici79@gmail.com