11 Kasım 2014 Salı

Novosibirsk Gezi Yazısı

Bir Kasım sabahı erkenden vardım Novosibirsk'e. Gündüz bile 3-4 derecelerde dolaşan termometre, gün doğmadan önce eksi değerlere düşüyordu. Sabah trafiği yüzünden havaalanından otelimize 45 dakikada vardık. Şehrin merkezindeki 4 yıldızlı Novosibirsk Hotel, Rusya hizmet sektörü denilince aklımıza gelenin güzide bir örneğini temsil ediyor: Koca otele yetmesi mümkün olmayan asansörde sıra beklemek, kahvaltı için küçücük bir salonda hem masaların boşalması hem de yemek almak için girilen kuyruk, en son da bana verilen odaya girince karşımda gördüğüm, duştan yeni çıkmış, havluya sarılı bir çift! Neyse ki Türkiye'de değilim yoksa bu durum çok daha ağır sonuçlanabilirdi. Burada özür dileyip gülümseyerek kapattık kapıyı ve resepsiyona söylenerek yeni odama yerleştim.

Bu arada otelde Exchange Office para değiştirmek isteyenlere en az % 10 komisyon uyguluyor, belirteyim. Gidin bankalarda çok daha uygun kurdan bozdurun paranızı.

48 saatlik ziyaretimin ilk günü öğlene kadar uyuyup ardından attım kendimi caddelere. Önce dünyanın ikinci en büyüğü olan (Merak eden varsa en büyüğü Venezuela'daymış) Opera ve Bale binasına gittim. Bu yapıya ulaşmak için Lenin Meydanı'ndan geçmek gerekiyor. Meydanda Lenin heykeli ve Sovyet döneminden kalma devasa heykeller yer alıyor. Lenin heykelinin arkasındaki bahçenin sonunda yer alan Opera ve Bale Binası hemen her gece bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Gelmeden önce internetten öğrendiğim kadarıyla bu gece Junona And Avos balesi yarınsa Çaykovski'nin Eugene Onegin Operası var. Gişedeki kadınla beden dilinde anlaşıp bu geceye bilet olmadığını yarın akşamın ise müsait olduğunu anlıyorum. 250 Rublelik biletlerden alıyorum akşam 18.30'da başlayan etkinliğe. Geceler erken kararıyor tabii...

Sosyalizm zamanından kalma devasa heykellerden güneye devam edince bu sefer Lenin'in evi çıkıyor karşımıza. Politik olarak farklı olsalar da Türkiye'de nasıl her ilde Atatürk heykeli, bir çok şehirde Atatürk evi varsa Rusya'da da durum benzer. Lenin Evi şu an Novosibirsk Filarmoni Orkestrası'na ev sahipliği yapıyor.

Evin yan tarafındaki demir kapıdan girilen bahçe Devrim Şehitliği. Ortasında meşale tutan el heykeli bulunan bu mezarlıkta, gömülenlerin bir kısmının heykellerini de görebilirsiniz. Şimdilerde daha çok insanlardan uzak, ağaçlar altında baş başa kalmak isteyen sevgililere ev sahipliği yapıyor burası. Devir değişince şehitler unutuluyor, niyazi oluyor savaşlarda ölenler...

Kuzey - Güney aksinde uzanan şehrin ana caddesi Krasniy Prospect'in öbür tarafına geçerseniz, bu güneşsiz iklimin ender parklarından biri olan Pervomayskiya Skver çıkacak karşınıza. Hava soğuk da olsa biraz soluklanabilirsiniz. Keza yolun ortasında yer alan altın rengi kubbeli dini yapı da dikkatinizi mutlaka cezbedecektir. Bu küçük yapı 1915'te inşa edilen Aziz Nikola Şapeli.

Tekrardan Krasniy Prospect boyunca güneye devam ederseniz Aleksandır Nevski Katedrali çıkacak karşınıza. Bu küçük Ortodoks Kilisesi'nin içi rengarenk dini resimlerle dolu. 1899'da açılıp 1937'de Sovyet döneminde kapatılan kilise 1988'de yeniden açılmış.

Bu arada Krasniy Prospect'in batısında Aleksandır Nevski Katedrali'yle Pervomayskiya Skver Parkı arasına denk gelecek gibi ara sokaklarda 4-5 tane eski tarz ahşap Sibirya evlerinden görme şansınız var. Bu evlerden komşu şehirlerde olduğunu biliyordum ama Novosibirsk'te karşıma çıkmasını hiç beklemiyordum.


Hava 5'e doğru kararıyor ve soğuyor. Otele geri dönme vakti geldi. Otelin girişinde Beerman var; şehrin başka yerlerinde de şubeleri olan bir restoran. Karnımı doyurup yatıyorum erkenden.

Novosibirsk'teki ikinci günüme çok daha 'alışmış' uyanıyorum. İklime de, coğrafyaya da, kültüre de alışmış gibi bünyem. 9'da tıka basa kahvaltı yapıp (bu saatte ne asansörde ne kahvaltı salonunda sıra var) düşüyorum yollara. Bu sefer şehrin kuzeyindeki Hayvanat Bahçesi'ne gidiyorum yürüye yürüye. Yolumun üstünde Narimsky Park'ı var. Sevimli bir park burası. Dün kış havası olsa da en azından güneş vardı; bugün o da yok. Her yere boz bir hava sinmiş. Parkın kenarındaki Ascension Katedrali'nin altın rengi kubbelerini bile soluklaştırmış boz bulutlar. Yine daha çok kadınların ziyaret edip ikonalar önünde dua ettikleri bir Ortodoks Kilisesi var karşımda. Çok büyük olmayan rengarenk iç mekan yine çok etkileyici.

Yaklaşık yarım saat sonra Hayvanat Bahçesi'ndeyim. Bilet 250 ruble. TripAdvisor' a göre Novosibirsk'te yapılması gereken en güzel aktivite Hayvanat Bahçesi'ni gezmek. Hayvanların kafeslere hapsedildiği bu gibi mekanları sevmiyorum lakin uzunca bir zamandır görmek için yanıp tutuştuğum bir hayvan beni içerde bekliyor: Kaslan. Aslanla kaplanın çiftleşmesi sonucu dünyaya gelen Kaslan sadece hayvanat bahçelerinde görülebiliyor çünkü bu iki türün doğal hayatta karşılaşma şansları yok (Tabii ki benim "Aaaa Kaslan!" diye şaşırmam bu hayvanların kafeslere hapsedildiği gerçeğini değiştirmiyor). Afrika'da yaşayan Aslanlara karşı Asya'da yaşayan Kaplanlar ancak hayvanat bahçelerinde bir araya gelebiliyorlar. Sonucunda da Lion'la Tiger'dan türetilmiş Liger (Kaplan + Aslan = Kaslan) çıkıyor karşımıza.

Novosibirsk Hayvanat Bahçesi'yle ilgili bir diğer duyumum da burada Liliger yani Liger'la Aslanın çiftleşmesinden doğan canlının da olduğu yönündeydi lakin ben bir tek Liger görebildim.

Öncelikle Novosibirsk Hayvanat Bahçesi'nde Liger dışında da envai çeşit hayvan sizleri bekliyor. Ben önce kuzeydeki, daha kasımda buz tutmuş gölün etrafında turluyorum. Ardından kutup ayılarını ziyaret edip başlıyorum tek tek her hayvanı ziyaret etmeye. Bir kısmının ismini bile duymadığım hayvanlarla ilgili İngilizce sadece isimlerinin yazılı olması üzücü tabii ama buralarda biraz da devlet politikası sanırım bu. (İngilizce geçerli bir yabancı dil değil bu topraklarda. Rusça öğrenmeye itiyorlar insanları.) Aslan, kaplan, puma, kanguru, zebra, lama ve bilimum kuşlar, çeşit çeşit maymunlar arasında rahatça 3-5 saat gezebilirsiniz. Hayvanat bahçesinde sadece dünyanın değişik yerlerinden gelmiş hayvanları değil ayrıca buranın yerlisi sincapları görmek de çok eğlenceli. Yanınızda fındık fıstık getirirseniz elinizden kaptığı çerezi yakınlarda bir yerlere eminim daha sonra aklına bile gelmeyecek şekilde gömüşünü de izleyebilirsiniz. Ben oradayken Rus kadınların üzerlerinde dolaşıp duruyordu bir tanesi.

Akşamüstü biraz dinlenip 18.30'da operaya gidiyorum. Eski şaşalı yapılardan biri var karşımda. Kocaman kubbe tavanı, tavandan sarkan avizesi, her kata ayrı ayrı çıkan merdivenleri ile önce binayı dolaşıp ardından oturuyorum koltuğuma. Novosibirsk Opera ve Balesi'nin İngilizce internet sitesi ve çok şanssız değilseniz sergilenen eserlerle ilgili Wikipedia'da bilgiler var. Gayet keyifli bir şekilde döndüm otelime.

48 saatlik kısa gezimden buruk bir Rusya tadı kaldı bana. Buralara TransSibirya Ekspresi ile gelip etraftaki şehirleri de es geçmeyecek bir gezi planlamak lazım. İlerde... O da olur ilerde...

Fotoğraf Listesi:

1- Lenin Meydanı'ndaki devasa heykeller ve bu heykellerin gölgesinde kaykaya binen çocuklar.
2- Eski ahşap Sibirya evlerinden biri... İçinde hala insanların yaşadığını görmek hoş.
3- Hayvanat Bahçesi'nin yerlisi sincap
4- Kaslan (Liger)
5- Hayvanat Bahçesinde kuşlar bölümüne girişinde sergilenen yuvalar
6- Opera ve Bale Binası'nın içi

Önerilen Sayfalar: Rusya'da Sen Petersburg'u merak edenler için

St Petersburg'da 5 gün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder