14 Mayıs 2015 Perşembe

Dakar'da Ngor Adası, Pembe Göl ve Afrika'nın Rönesansı Anıtı

Dakar'da iki günlük bir boş vaktim varken gezmeye başladım etrafı. Aylardan Şubat. İstanbul'da kar her yeri kapatmış durumda. Dakar'daysa hava 25 derece civarı, rüzgarlı, deniz ve havuz suyuysa bana göre çok soğuk.  

Hem yol yorgunluğumu atmak hem de keyif çatmak için öncelikle Ngor Adası'nı tercih ediyorum. Otelime de çok yakın bu ada. Dakar'da görülmesi gereken üç yer var zaten: Biri Goree Adası ki daha önce burayı gezmiştim. Diğer ikisi Ngor ve Pembe Göl. Şehir merkezini de görebilirsiniz tabii. Mesela Afrika'nın Rönesans'ı anıtı var.


İlk gün Ngor Adası'na gidiyoruz. Taksiyle botun kalktığı yere gidip kişi başı 500 CFA'ya bilet alıp beş dakika uzaktaki küçük adaya geçiyoruz. Bir kaç otel ve pansiyona da ev sahipliği yapan bir ada burası. Aslında bir gece kalmaya da gayet uygun bir ada. Dakar'a daha uzun süreli gelenler bu adada konaklamayı düşünebilirler. 


Ngor'un bütün sokaklarını yarım saatte yürüyebilirsiniz. Adanın arkasında okyanus kenarında oturabileceğiniz banklar var. Adada mozaikle ve grafitiyle süsleme de çok yaygın. 


Adayı dolaştıktan sonra sahildeki kafelerden birine çöküyoruz. Bu arada botun sizi indirdiği yerin yan tarafında geniş bir plaj var. Küçük plaj dışında buraya da göz atmayı unutmayın.  


Hava yiyip içmek için gayet uygun. Yerel biraları Gazelle içip 45 dakikada pişirdikleri patates kızartmasıyla keyif yapıyoruz deniz kenarında. Deniz yüzmek için soğuk olmasa yüzerdik de. Etraftaki satıcılardan ucuza örtüler ve incik boncuk da alabilirsiniz. Akşamüstü donüyoruz otele. 


İkinci gün Pembe Göl'e gideceğiz. Pembe Göl yaklaşık 1 saatlik mesafede. Taksiciyle 20.000 CFA'ya anlaştık Pembe Göl ve Afrika'nın Rönesans'ı anıtı için. Yolda otoyol için 2000 CFA daha ödedik. Pembe Göl, örneklerini başka yerlerde de görebileceğiniz bir doğa hadisesi sonucu rengi pembeye dönmüş bir göl. Daha önce Konya'da Meke Gölü'nde de karşıma çıkmıştı bakteriler tarafından pembeye dönmüş göl yüzeyi. Sanırım buranın da suyu tuzlu çünkü göle girenler tıpkı Lut Gölü'ndeki gibi hiç batmadan kolayca su yüzeyinde durabiliyorlar. Gölde botla gezme şansınız da var ama biz pek güvenemedik botlara. Şimdi batar matar sorun yaşamayalım Afrika kırsalında. :) 


Gölün kenarında hediyelik eşyalar satan barakalarda pek bir şey bulamadık ancak göl dışında yol boyunca arabanın penceresinden gördüğümüz yerler de çok ilgimizi çekti. Okullar, pazarlar, dükkanlar, barakadan kuaförler, parfümeriler, rengarenk giyinmiş kadınlar, iki tekerlekli at arabaları... Hayatın kıyısından akıp geçiyoruz taksinin içinde. 


Son hedefimiz Afrika'nın Rönesans'ı anıtı. Bu Afrika'daki en yüksek anıtı 2010 yılında Senegal'in Fransa'dan bağımsızlığının 50'nci yılı anısına açılmış. Kuzey Koreli bir firma tarafından Senegalli bir mimarın tasarımı olarak 3 santimetre kalınlığında metal saçtan imal edilmiş. 100 metre yüksekliğindeki bir tepeye konmuş olan anıt 27 milyon dolara mal olmuş. Şimdilerde 10 Euro ödeyip erkek figürün alnına çıkabilirsiniz. Buradan pek de ilginç bir manzara olduğunu söyleyemeyeceğim. Dakar'ı yukarıdan görmek isteyenlere ilginç gelebilir belki. Kadın figür ve çocuk figürün büyüklüğü de tepeden daha bir ilginç gözüküyor. 


Dakar'da şehir merkezindeki Medine kısmında da görülmesi gereken yerler varmış ama merkezde gezerken satıcılar pek rahat vermiyor diye onu da sonraki sefere bıraktım.


Fotoğraf Listesi:


1- Pembe Göl'de oyun oynayan çocuk.
2- Ngor Adası'nın çiçekli sokaklarında incik boncuk satıcısı kadın
3- Gölde gezinti için kullanılan botlar.
4- Pembe Göl Hatırası.
5- Bir tepenin üstüne kurulmuş Afrika'nın Rönesansı Anıtı
6- Kadın Selfie çekiyor gibi olmuş bu fotoğraf. 

Önerilen Sayfalar:

* Afrika'nın doğusunda tropikal bir tatil: Zanzibar * Dakar'da Goree Adası da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri: Goree Adası - Dakar
* Konya Meke Gölü, Pembe Göl'ü merak edenler için Türkiye'de bir seçenek sunuyor: Meke Gölü ve Konya'nın Obrukları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder