26 Ekim 2017 Perşembe

15. İstanbul Bienali

Ve iki yılın ardından İstanbul yine Bienal havasına girdi. Bir öncekinde şehrin çok çeşitli yerlerine yayılmış sergilerle karşılaşmıştık. Bu sefer işimiz daha kolay gibi; toplam 6 mekan var ve en uzağı Koca Mustafa Paşa Hamamı. Galata Rum İlköğretim Okulu, İstanbul Modern, Pera Müzesi, ARK Kültür ve Yoğunluk Sanat Atölyesi diğer mekanlar.

16 Eylül - 12 Kasım 2017 tarihleri arasında İyi Bir Komşu temasıyla düzenlenen 15. İstanbul Bienali şehri çağdaş sanatın dünyada hatırı sayılır mekanlarından birine dönüştürünce İstanbul'un diğer müze ve galerileri de boş durmamış, sezonun önemli sergilerini bu tarihlere denk getirmeye çalışmışlar. Gezdikçe yeni sergilerle güncellemek üzere başlayayım gördüklerimi anlatmaya.

15. İstanbul Bienali

Öncelikle Bienalin bu sene küratörler Elmgreen & Dragset’in elinden çıkmış İyi Bir Komşu teması bir arada yaşama konusunu gündeme taşıyarak ilgi çekici bir iş ortaya çıkarma potansiyeli taşırken ne yazık ki Bienal kapsamındaki işler bu açıdan çok da doyurucu değil. Konseptin içini doldurmak konusunda yetersiz kalmak ve konunun özüyle bağlantı kurmakta zorlanmak bir yana özellikle şimdiye kadar hep ana mekanlardan biri olan İstanbul Modern'deki işler ne yazık ki çok sönük ve derdini anlatmaktan uzak kalıyor. Teker teker bakalım mekanlara.

İstanbul Modern:

Önce güzel bir kaç işe değinmek istiyorum. Normalde favorim değildir videolar; vurucu yerleştirmeler her zaman beni çok daha fazla etkiler. Ne yazık ki İstanbul Modern'de böyle işlerle karşılaşamadım. En beğendiğim iş Volkan Aslan'ın Evim Evim Güzel Evim videosu oldu. Son yıllarda hep trajik öykülerle karşımıza çıkan tekneyle göç etme olgusuna teknedeki evle yeni bir pencere açıyor sanatçı. Evin içi ile dışını, yaşam alanının sınırlarını sorgulayan bir iş çıkıyor karşımıza. İstanbul Modern'de bir diğer beğendiğim iş de Güney Kore'de yaşayan Kim Heecheon'un Halter Kaldırmak videosu oldu. Bir ölümün ardından izleri takip eden anlatıcı yaşadığımız dünyaya paralel sanal dünyada devam hayatımızı gözler önüne seriyor. Bu ikisi dışındaki işler derdini anlatmaktan çok uzak geldi bana. Yonamine'in işleri Burhan Doğançay'ın yıllar önce yaptıklarının yanında çok sönük taklitler gibiydi. Young-Jun Tak'ın ters duran mobilyaları artık sanal ortamda bile ucuz bir eğlence malzemesine dönmüş ters ev kavramını yeni bir forma sokmaktan çok uzak. Tek tek değinmeyeyim ama diğer işler de eski Bienallerin yanında çok sönüktü.

Pera Müzesi:

İstanbul Modern'den daha az ama çok daha doyurucu işler vardı Pera Müzesi'nin üç katına yayılmış salonlarında. En üst kattan başlayacak olursak Tsang Kin- Wah'ın Dördüncü Mühür - O Gayesiz Ve O İkinci Defa Ölmek İstiyor isimli işi zihnin içinde dolanıp duran düşüncelerin hayat bulmuş formu gibiydi. Pera'da en beğendiğim işlerden biri o oldu. Alejandro Almanza Pereda Bienal açılmadan işleriyle ilgili haberler gelmeye başlayan bir isimdi. En üst katta ve ikinci katta sergilenen betona hapsolmuş doğa resimleri ile doğanın şehirleşmeyle yok edilmesi kadar estetiğin de modernlikle yok oluşu üzerine düşündürüyor. Hemen yan taraftaki Njideka Akunyili Crosby'nin üç tablosu da imgelerden üretilmiş imgeler olarak karşımıza çıkıyor. 

Dördüncü katta Vajiko Chachkhiani'nin ilgimi çekmeyen videosunu geçiyorum. Yan tarafta Sim Chi Yin'in Sıçan Kabinesi, penceresiz sığınaklarda yaşayan işçilerin yaşam alanlarını gün ışığına çıkararak ilgi çekici kareleri bize ulaştırıyor. Bu katta bir diğer beğendiğim iş de Gözde İlkin'in buluntu kumaşlarla yarattıkları oldu. Gerek çizimler, gerekse de işleme ve dikişlerle bu ortak hafızada yer etmiş desenlere sahip kumaşlardan yüzü seçilemeyen insanların bir arada olduğu tablolar çıkaran sanatçı geçmişle bugünü yerel öğeler eşliğinde başarılı bir şekilde bir araya getiriyor. 

Üçüncü katta üç sanatçının eserleri yer alıyor. Lee Miller'ın çektiği resimlerdeki tekinsizlik bir an ilgimi çekse de asıl Fred Wilson'un Afro Kısmet enstalasyonu eski eserlerdeki detayları gün yüzüne çıkararak sanat eserlerinde yeni bir okuma nasıl yapılır konusunda başarılı bir örnek çıkarıyor karşımıza. 

Galata Özel Rum İlköğretim Okulu:

Rum Okulu'nun girişinde bizleri Pedro Gomes-Egana'nın Eşyaların Etki Alanı karşılıyor. Yeraltı'ndaki hareketlerin yukarıda yarattığı değişimleri sorgulayan bir performans bu. Bir üst katta en ilgi çekici iş Heba Y. Amin'in 'Kuşlar Uçarken' videosuydu. 1995 Mısır yapımı 'Birds of Darkness' filmindeki dialogları kuş görüntüleri üzerine yerleştiren bu işte uygulamadan ziyade fikri çok başarılı buldum.

2. katta Bilal Yılmaz'ın Kirli Kutu isimli işi İstanbul haritası üzerinden kaybolmakta olan zanaatlere ve burdan yola çıkıp şehrin ruhuna ışık tutuyor. Bir hapishanede etrafı aydınlatan projektör misali hareket eden robotik kol ucundaki lamba şehir haritasını duvara yansıtırken ara ara belirli bölgelere odaklanıyor. Bu kattaki bir diğer odada Andrea Joyce Heimer'in resimleri karşılıyor bizleri. Kendi kişisel tarihini perspektifi bozarak oluşturduğu tablolar ve onlara eşlik eden notlarla göz önüne sunan Heimer'in işleri samimiyeti yansıtış şekliyle en beğendiğimiz işlerden biriydi. Morag Keil ile Georgie Nettell'in 'Günlük Hayatın Faşizmi' isimli videosu İngiltere'den yola çıkıp yeni neslin bugünün ekonomik koşulları altında barınma ihtiyacını karşılamakta ne kadar zorlandığına ışık tutuyor. Rum Okulu'ndaki en beğendiğim iş Jonah Freeman ile Justin Lowe'nin Gölgede Senaryo yerleştirmesi ve videosu oldu. Retro fütüristik bir ortam tasarımı (ki Herman Kahn'ın 1967'de yayınlanan 2000 Yılı kitabına dayanıyor) ardından da bu geçmişte yapılmış gelecek tasarımının 1.30 saatlik video çok keyifli bir seyir sunuyordu. 3. katta Erkan Özgen'in Harikalar Diyarı videosu duyma ve konuşma engelli Muhammed'in Ocak 2015'te IŞİD tarafından kuşatılan Kobani'de yaşadığı travmaları beden diliyle anlatması üzerine kurulu. Beden dilinin ne kadar gerçek bir anlatım olduğunu gösteren sade ama çok vurucu bir videoya imza atmış Özgen. Bu kattaki bahsedeceğim son iş Lungiswa Gqunta'nın kırık cam şişelerinden ürettiği 'Çimen' isimli enstalasyon. Geçişi engellemek için bahçe duvarları üzerine yerleştirilen keskin cam şişeler bu sefer zenginlik sembolü olan çimenden bir bahçe olarak karşımıza çıkıyor. 

En üst kattaki Leander Schönweger'in 'Ailemiz Kaybetti/Kayboldu' isimli yerleştirmesi içiçe geçmiş odalardan oluşan bir labirent. Gittikçe küçülen kapılarla odadan odaya geçerek içinde ilerlenen bu labirent modern kentlerde mekanda kurulan/kurulamayan ilişki ve kaybolmuşluk duygusunu başarılı bir şekilde hissettiriyor. 

Gelelim Bienal'e paralel düzenlenen etkinliklere.

Ai Weiwei
Porselene Dair
Sakıp Sabancı Müzesi
12 Eylül - 28 Ocak

Ai Weiwei son yıllarda sadece kültür sanat sayfalarında değil aktivist kimliğiyle dış politika sayfalarında da bolca karşımıza çıkan bir isim. Ülkesindeki rejimle yaşadığı sıkıntılar kadar günümüzün en önemli konularından göç etrafında yaptığı çalışmalar da onu sürekli gündeme taşıyor. Sakıp Sabancı Müzesi Ai Weiwei'nin porselen işlerini ön plana çıkaran bir sergi açacağını duyunca açıkçası beklentim çok da yüksek değildi. Buram buram Çin kültürü kokan sergide Ai Weiwei porselenle çok ilgi çekici işler de çıkarmış ama serginin tamamı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kendi kişisel hikayesini işleyen kimi işler biraz fazla drama sırtını yaslamış gibi geldi bana. Tamam baskıcı rejimlere lanet olsun, tamam çok zor şartlardan geçmiş sanatçı ama yine de kişisel acıların bu kadar göze sokulduğu bir sergiyle karşılaşınca ister istemez Acıların Kadını Bergen geldi gözümün önüne. Neyse, çok da kötü değildi şimdi hakkını da yemeyeyim. Legolarla yaptığı duvar halısı benzeri işler, porselen çiçek tarlası, Çin vazolarına deforme olabilen elastik malzemeymişçesine yaklaşımı ilgi çekiciydi. 

Canan 
Kaf Dağı'nın Ardında
ARTER
12 Eylül - 24 Aralık

Daha önce İstanbul Modern'de işlerine rastladığım Canan'ın Kaf Dağı'nın Ardında sergisi Bienal döneminde karşıma çıkan işler arasında en beğendiklerimden biriydi. Üç kata yayılan sergi yukarıdan aşağıya Cehennem, Araf ve Cennet bölümlerinden oluşuyor. Doğu mistisizmi, masallar ve mitolojiden faydalanarak buram buram bu topraklar kokak işlere imza atmış Canan. Bizleri yabancılaşmanın günümüzde ulaştığı noktadan uzaklaştırıp gerçekle, var olanla yüzleştirmeye çalışan bir kadınsı dokunuş var Canan'ın işlerinde.

En üstteki Cehennem katındaki Garaibü'l-mevcudat serginin de en başarılı işlerinden biriydi. Işıklar yandığında karşımıza çıkardığı çizimlerle bu karanlık oda bizleri korkularımızla yüzleşmeye çağırıyor. 

Araf katı sosyal medyada bolca paylaşılan Dışarıda Çok Kötülük Var yerleştirmesiyle gündeme geldi. Aşkın fazlasının delilik olarak algılandığı bu topraklarda Canan çok sevmenin o kadar da negatif olmadığını göstermeye çalışıyor adeta. Benim favorimse 60 dakikalık Hezeyan videosu. Bu kadar uzun videolar sıkıcı olma potansiyelini barındırsa da saat başında salonda yerinizi alıp günümüzde geçen bu hikayeyi ilgiyle izlemenizi tavsiye ediyorum. 

Giriş kattaki Cennet bölümü İstiklal Caddesi'nden de görülebilen Hayvanlar Alemi yerleştirmesiyle başlıyor. Canan'ın bu sergide en çok kullandığı malzemelerden biri renk renk kumaşlar. Burada da masallardan fırlamış hayvan yastıkları var karşımızda. Cennet bölümünün sonunda Ay Işığında Yıkanan Kadınlar videosu çıkıyor karşımıza. 1980'lerin sonunda Burgazada'da yaşamış, özgür ruhlu Madam Marta için yapılmış bu video da serginin ilgi çekici eserlerinden. 

Unutmadan, serginin girişinden alabileceğiniz Audioguide, sergideki eserleri daha iyi anlamak için güzel bilgiler veriyor. 

Ahmet Polat
The Myth of Men
Leica Galeri
7 Eylül - 2 Aralık

Bomontiada'daki Leica Galeri, Leica fotoğraf makineleri satış mağazasının bir kısmında sergiler düzenleyen bir mekan. Markaya biraz fazla angaje olmuş sergi alanındaki eserler de Leica marka makinelerden çıkmış. Art arda dizilmiş fotoğraflarla yaratılan hareketli görüntülerle ataerkil toplumda erkek olma halini sorguluyor Ahmet Polat. Vakti olan ve fotoğrafa ilgi duyanlara tavsiye ederim. 

Fotoğraf Listesi:

1- Gözde İlkin'in Pera Müzesi'nde sergilenen işlerinden biri
2- Ai Weiwei'nin porselen çiçek bahçesi
3- Ai Weiwei'nin legolarla yapılmış duvar halısı benzeri tablosu
4- Canan'ın Dışarıda Çok Kötülük Var yerleştirmesi

Önerilen Sayfalar: